Tekstil, 18. yüzyılın ortalarında başlayan ve 19. yüzyılda giderek artan makineleşme uygulamaları ile hızla gelişen, 20. yüzyılda ise bütünüyle makine ile üretim yapılan bir sanayi dalı niteliğini kazanmış bir alandır. Özellikle ekonomik açıdan gelişmiş ülkelerde tekstil sanayisinin yapısı temelden değişmiştir.
Sermaye ve makineye dayalı bu sanayi dalında, insan emeği unsuru geri plana düşmüştür. Ancak, bu teknolojiyi kullanan ve karmaşık makineleri üretime hazırlayan da yine insanlardır. Üretim koşullarındaki ilerlemeler bir işlemin yapılmasında görev alan eleman sayısını düşürse bile var olan iş gücünün donanımlı, yetişmiş ve eğitimli olması önem kazanmıştır.
Gelişmiş ülkelerde tekstil sanayisi otomatik iplik üretimi, mekiksiz dokuma tezgâhları, gelişmiş örgü makineleri, bilgisayarla desteklenen tasarım gibi olanaklar sayesinde üretim verimini arttırmıştır. Tekstil alanı, yüksek ihracat performansıyla ülkemizin dünyaya açılan penceresidir. Türkiye’nin ihracatında %38 ile en büyük payı tekstil ürünleri oluşturmaktadır. Dolayısıyla tekstil sektörü ülke ekonomisine katkı sağlamakta ve önemli istihdam alanları yaratmaktadır.
Türk tekstil sektörü geniş, güçlü bir ürün yelpazesi ve üretim kapasitesine sahiptir. İğ sayısı itibari ile dünyada altıncı, rotor sayısında dördüncü sırada yer almaktadır. Ülkemizdeki dokuma ve örgü kapasitesi AB kapasitesinin dörtte birini oluşturmaktadır, terbiye (boya, baskı, apre) kapasitesi ise AB düzeyindedir.
Türkiye’deki tekstil alanının güçlü olmasının nedenlerini şu şekilde sıralayabiliriz;
• Yerleşik tekstil geleneği,
• Tekstil alt yapısı ve yeterli deneyim,
• Uluslararası rekabete sektörün alışık olması,
• Ham madde ve malzeme zenginliği,
• Çevre dostu üretim konusunda deneyim,
• Kişisel talebe yönelik küçük ölçekli işlere yatkınlık,
• Ürün ve süreç çeşitliliğindeki zenginlik,
• Lojistik, ulaşım, iletişim konularında altyapı yeterliliği,
• Esnek ve hızlı üretim,
• Yeni makine parkıyla üretim yapılması,
• Gelişmiş ülkelere göre genç nüfusun yarattığı rekabetçi iş gücü maliyetleri ile birlikte ülke istihdamına büyük katkı sağlamasıdır.
Türk tekstil sektörü teknoloji düzeyi ve ekonomik etkinliği ile ülkenin önde gelen faaliyet alanlarından biridir. Sektörün bu konumunu önümüzdeki yıllarda koruması, hatta geliştirmesi beklenmektedir. Dolayısıyla bu alanda nitelikli iş gücüne her zaman ihtiyaç vardır. Tekstil üzerine eğitim alan kişiler özellikle bu alanda üretim yapan tesislerin yoğun olduğu İstanbul, Denizli, Kahramanmaraş, Gaziantep, Adana, Kayseri, Tekirdağ, Çorlu gibi il ve ilçelerimizde iş bulabilirler.
Tekstil üretimi yapılan işletme ve atölyelerde genellikle kalabalık ekipler hâlinde çalışılmaktadır. Gün boyu makineler ve malzemelerle meşgul olan meslek elemanları birbiriyle iş birliği halinde görevlerini yürütmektedir. Tekstil alanındaki en önemli gelişmelerden biri makineler sayesinde ürün kalitesinin artması ve standart üretim yapmanın mümkün hâle gelmesidir. Ancak yine de, görevlilerin üretim aşamasında işin kalitesini denetlemesi gerekmektedir. Bu nedenle meslek elemanlarının sorumluluk sahibi, dikkatli ve titiz çalışan kişiler olması önemlidir.
Tekstil sanayisinde kullanılan makinelerin büyük bölümü bilgisayar kontrollüdür. Teknik ve teknolojinin sürekli yenilendiği bu alanda tekstil üretiminde çalışan kişilerin alanlarıyla ilgili gelişmeleri yakından takip etmesi ve yeniliklere açık olması meslekî başarıyı beraberinde getirmektedir.
Kendini yetiştirmiş tekstilciler, sadece ülkemizde değil Avrupa Birliği ülkelerinde de rahatlıkla çalışabilmektedir. Bu alanda meslekî eğitim almış kişiler tekstil sanayisi gelişmiş ülkelerde kendi branşlarıyla ilgili iş bulma imkânına sahiptir.
Bu yazı Çarşamba, Temmuz 29, 2009
tarihinde eklendi ve
Meslek Rehberi
kategorisinde arşivlendi.
Siz de yorumunuzu ekleyebilirsiniz
ve isterseniz sonraki yanıtlara abone olabilirsiniz;
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
.
Etiketler;
Meslek Rehberi
0 yorum yapıldı