Değişim, en büyük korkularımızdan biri. Ama düşünün, tırtıl kozasının yırtıp çıkmazsa nasıl kelebeğe dönüşebilir?
“Kelebekler dönüşümleri sırasında acı çeker mi acaba? Sadece bedenleri değiştiği için belki de hiç acı hissetmezler... Acısız bir değişim? Bir kelebek olabilseydim keşke ben de. Görünüşümü değiştirebilmek için değil ama! Duygularımı, düşüncelerimi, algılayışımı, alışkanlıklarımı hatta tamamen kişiliğimi değiştirebilmek için... Bir gece yastığa başımı koyup ertesi sabah yepyeni bir insan olarak uyanabilsem. Birileri benim için seçimleri yapsa. “Bundan sonra artık senin hayatın şu şekilde olacak.” dese. Verilecek kararların, yapılacak seçimlerin sonuçlarının benim ama sadece benim değil ailemin hayatına da getireceği değişikliklerden korkuyorum. Yalnız olmadığımı biliyorum. Milyonlarca insan var benim gibi. Statükoyu bırakıp bilinmeyene doğru ufak adımlar atmaya başlayan ve bunun için kendini suçlayan, içi korkuyla dolup geri adım atan milyonlarca insan... Birden kendisine seslenen yöneticisinin sesiyle düşüncelerinden sıyrıldı. Evet bazı konularda farklı bir yerlerde olmak farklı şeyler yapmayı çok isterdi ama yine de şükretmesi gerektiğini düşündü. Neyine gerekti değişmek? Elindekilerle yetinmesi gerektiğini, yoksa Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olabileceğini söylerdi annesi.
Değişimi düşünmek Küçük ya da büyük değişimleri hemen hepimiz hayal ediyoruz. Çalıştığımız şirketi değiştirmek, mesleğimizi değiştirmek, beslenme alışkanlıklarımızı ya da arkadaş çevremizi değiştirmek... Hatta bazen arabamızı ya da oturduğumuz evi değiştirmek. Bazen de kendimizle ilgili değişiklikleri hayal ediyoruz, hedef koyuyoruz: Daha iyi iletişim kurabildiğimizi, “hayır” demeyi başarabildiğimizi ya da iş/özel hayat dengemizi kurduğumuzu, bazı günlük alışkanlıklarımızı yenilediğimizi düşlüyoruz. Bazı hedefler var ki aslında onlara düş demek gerekiyor çünkü onların gerçekleşmeleri pek kolay değil. Hatta bazı bakış açılarına göre imkansız. Bazı hedefler ise aslında hayal değil tasavvur. “Tasavvur” Öztürkçe’de tek bir kelime ile açıklayamadığım, karşılığını bulamadığım bir fiil. Hayal etme anlamına geliyor ama aynı zamanda amaç, niyet demek. Yani aslında yaratılabilen, gerçekleştirilebilecek aynı zamanda amacınız/hedefiniz haline gelebilen bir hayal. Bir başka deyişle bir potansiyel bir değişim; hayatınızda ya da kendinizde, belki de sevdiklerinizde. İşte bütün bunları düşünürüyoruz ama harekete geçiyor muyuz?
Peki ya siz istiyor musunuz değişimi?
Çevrenizde kaç kişinin hedefine ulaşmak için, aslında çok kolay olmasa da, yaratabileceği değişim/dönüşümler için korkusuzca, bahaneler üretmeden birşeyler yaptığınızı görüyorsunuz? Sizin nasıl bir değişim/dönüşüme ihtiyacınız var? Bunu sağlamak için neler yapıyorsunuz? Yoksa yapmıyor musunuz? Herşey yolundaymış gibi davranıp, o değişimlere ihtiyacınız olduğu halde, bunun farkında değilmiş gibi davranıyorsunuz belki. Eğer neye ihtiyacınız olduğunu biliyor ama harekete geçemiyorsanız yine de bu ülkede yaşayan milyonlarca insandan bir adım ilerdesiniz demektir. Çünkü çoğu insan daha düşünme aşamasına bile gelmemiştir. Düşünmek, sadece içinden geçirmek bile bazen insanların suçluluk duymasına sebep olur. Çoğu bütün ailelerini, çevrelerini etkileyebilecek değişiklikleri değil yapmaktan düşünmekten bile kaçınırlar. Peki ama neden?
Neden korkuyoruz?
Aslında şöyle bir çevremize baktığımız zaman insanların zihinlerinden geçirdikleri değişimleri yaşayabilmeleri, hedeflerine ulaşabilmeleri için yapmaları gerekenin, bazı alışkanlıklarını değiştirmek olduğunu görüyoruz. Örneğin daha sağlıklı bir yaşama ulaşmayı hayal ediyorsanız, onu hedefiniz haline getirip sonra da hedefinizi gerçekleştirmek için beslenme ve spor yapma alışkanlıklarını değiştirmeniz gerekiyor. Ama değişimi gerçekten istemezseniz inanılmaz zor oluyor alışkanlıkları değiştirmek. Çoğu alışkanlıklar sağlam, kırılması neredeyse imkansız zincirler halini alıyor. Bırakın günlük ve uzun süreli alışkanlıklarınızı, bazen evde bir eşyanın yerini değiştirmek bile insanda inanılmaz bir stres yaratabiliyor. Alışkın olduğumuz ortamları, günlük rutinlerimizi hatta aslında hiç sevmediğimiz iş yerimizi değiştirmeyi düşünmek bile bazen göğümüzde ya da tam nefes borumuzda bir ağırlığa sebep oluyor. Aklımızdan geçen fikri kovmak için çeşitli bahaneler üretiyoruz. Neden mi? Korkuyoruz çünkü... İçinde bulunduğumuz, tanıdığımız, bir şekilde yürüyen düzenimizi bozmaktan koruyoruz. Hem de delicesine... Risk almak istemiyoruz...
Korkulardan sıyrılıp ilk adımı atabilmek
Karanlık bir gecede, önümüze ne çıkacağını bilmeden yürümeye benziyor bu. Düşebiliriz, elimizdekileri düşürüp kaybedebiliriz ama en önemlisi kaybolabiliriz. Pek çoğumuz sonunu bilmediğimiz, göremediğimiz herşeyden korkuyoruz. Kaybetme korkusu, başarısızlık korkusu hatta başarı korkusu hayatımıza nasıl da hakim olmuş durumda! Yersiz bir korku mu? Bazen... Sigarayı tüketmek size zarar veriyorsa artık alışkanlığınızdan vazgeçme zamanınız gelmiştir. Ama siz denemiyorsunuz bile. Sigaranın yokluğunun size neler getireceğini ya da sizden neler götüreceğini bilmiyorsunuz. Bırakmayı başaracaksınız belki ve sağlığınız düzelecek ama ya sizi sigara içmeye güdüleyen zevk alma duygunuz? Birlikte zaman geçirdiğiniz bütün arkadaşlarınız sigara içiyor. Acaba siz o grubun ritmini mi bozacaksınız? Ya da belki sigarayı bırakınca duman altı bu ortam size eskisi kadar cazip gelmeyecek? Belki de deneyecek ama başarısız olup tekrar başlayacaksınız. Çevrenizdekiler nasıl da dalga geçerler sizinle? “Başından belliydi bırakamayacağın. Boşuna acı çektin!” sözlerini duyarsınız heryerden. Kendinizi kötü hissedersiniz. Ama denemezseniz hep bir umut kalır içinizde, öyle değil mi? Kesinlikle! Öyleyse hiç denemeyin sigarayı bırakmayı, nasıl olsa bir gün hepimiz öleceğiz, öyle değil mi? Çoğu insanın zihninde yaşadığı savaş işte bu şekilde ilerler. Hem başarmaktan ve alışkanlıklarımızı değiştirmekten korkarız hem de değiştiremeyip başarısız olmaktan. Aslında değişimi hedeflemek ya da hedefe ulaşmak için değişmeye karar vermek çok çetin bir mücadelenin başlangıcı çünkü bizlerin hayatında var olan düzeni başka bir deyişle “konfor alanı”mızı genişletmeye ya da onun dışına çıkmaya itiyor bizi. Bazısları mücadeleyi, risk almayı, macerayı çok seviyor... Ya diğerleri?
Konfor alanımız aslında kafesimiz mi?
Çoğumuz tanıdık ortamlarda, öngörülebilir davranış kalıplarıyla çevrili olduğumuzda kendimizi güvende hissediyoruz. Stres yaşamadan, alışkanlıklarımızla geliştirdiğimiz bu görünmez alana konfor alanı adını veriyoruz. Bizi tehdit eden değişimlerin olmadığı rahat bir ortamdan bahsediyoruz. İçimizde büyüyen husursuzlukları susturup, korkularımızın farkına varmadan yaşayıp gittiğimiz o alan. Rahatımızı bozmamak için o alanın dışına çıkmamaya özen gösteriyoruz. Hatta sınırlara yaklaştığımız an bile heyecan ve stres yaşıyoruz. Kaybedebileceklerimizin çok olduğunuz düşündüğümüz zaman yerimizden kıpırdamak, risk almak istemiyoruz. Bazen de bir adım atıyor ama ilk denemede yürümezse arkamızı dönüp güvenli alanımıza koşuyoruz. Chicago Üniversitesi’nden Mihaly Csikzentmihaly, çalışma ve araştırmalarını topladığı Akış (Flow:The Psychology of Optimal Experience) adlı kitabında en başarılı olanların sürekli konfor alanlarının sınırlarını zorlayarak dışına çıkanlar olduğunun altını çiziyor. Csikzentmihaly, ilk denemelerinde aldıkları sonuçları görünce geri adım atmayan bu kişilerin, yeni alanlarında ilk başta rahatsızlık ve acı hisleri duyduklarını, yüksek performans seviyesine alıştıklarında ise en sonunda acının yerini rahatlama ve güven hissi alana kadar dayandıklarını ifade ediyor.
Gelişmek için değişmek gerekir...
Çok sevdiğim bir söz var: Dün yaptıklarınızın aynısını yaptığınız sürece yarın bugünden farklı olmaz. Alışkanlıklarınızın sizi yönetmesine izin vermeyin. Aldous Huxley’in dediği gibi:”Dünyayı değiştirmek istedim ama sonunda farkettim ki değiştirebildiğim tek şey kendimdim.” Değişmenin kolay olmadığını ben de biliyorum. Hem de hiç kolay değil. Ama unutmayın ki gelişmek için değişmek gerekir. Gerçekten kelebekler dönüşümleri sırasında acı çeker mi acaba?
Kariyer Dergi Temmuz 2008
Bu yazı Pazar, Temmuz 19, 2009
tarihinde eklendi ve
Kariyer
kategorisinde arşivlendi.
Siz de yorumunuzu ekleyebilirsiniz
ve isterseniz sonraki yanıtlara abone olabilirsiniz;
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
.
Etiketler
- 80s
- 9.58
- Amerika
- anne
- ayısı
- Ayşe
- bahtsız
- balık
- Barış Manço
- basit
- bebek
- bedava
- bedevi
- bırakmak
- Bilim ve Teknoloji
- Bilimsel
- Blogger
- Blogger ipuçları
- Bodrum
- Bolt
- bugün
- buzağı
- Cem Karaca
- Cem Yılmaz
- Cep Telefonu
- cicegi
- çölde
- Dead
- deli
- Demir
- devamını oku
- dikkat
- Dile
- Duyuru
- Dünya
- efe
- Eğitim
- Eğitim Hayatı
- Engel
- ergir
- eserler
- Fıkra-Mizah
- Flash - Animasyon
- fotoğraf
- galerisi
- gallery
- Geldi
- geldim
- gençlik
- Genel Bilgi
- Guvenlik
- Gündem
- hafızası
- hayat
- hex
- hicaz
- Hikaye-Siirsel
- Hoşgeldin
- huzur
- Image
- Island
- ibrahim
- inceleme
- internet
- isletim sistemleri
- kadın
- kaldırma
- Karabaş
- karikatür
- Kariyer
- kemal
- keman
- kırılmaz
- kıssadan hisse
- Kisisel Gelisim
- Kitap tanıtım
- Klip
- klon
- kodları
- konak
- kopya
- kutup
- Linet
- Linkler
- live
- Makale
- melek
- Meslek Rehberi
- mimoza
- Music
- Mustafa Kemal Atatürk
- mutluluk
- naber
- Neyleyim
- okul
- Orkestra
- Oyun
- ödüllü
- ömrüm
- özel
- özledim
- Pardus
- pazar
- Pelikan
- photo
- Program
- Radyo
- Ramazan
- Relax
- renk
- resim
- rgb
- sadri
- Saglik
- sayar
- seni
- sigara
- Similar
- Site tanıtım
- spor
- şeytan
- taksim
- Tarih
- tavsiye
- The Last Templar
- Tiyatrosu
- travesti
- TRT
- Tunalı
- Türkiye
- uninstall
- Usain
- Video
- Vista
- volkan
- Windows
- Yalçın
- Yasemenler
- yaşamak
- yolu
- yorumsuz
- yöntem
..
takipteyim...
-
-
Limon Kremalı Kek Tarifi8 ay önce
-
-
-
CAM GİBİ DENİZZZZ - ÇEŞME SAHİLİ5 yıl önce
-
2019-2020 İŞ GÜNÜ TAKVİMİ5 yıl önce
-
10 Yaş6 yıl önce
-
-
-
-
İyi ki Doğdun Vişnapcım :)9 yıl önce
-
-
Bir iletişim aracı olarak etiket9 yıl önce
-
Taşındık!10 yıl önce
-
-
...11 yıl önce
-
Hayata çaktırmadan göndermeler 1413 yıl önce
-
-
GrieeX 2.1.6 Film Arşivleme Programı13 yıl önce
-
Blog Dergisi Eylül Sayısı #Sayı: 1314 yıl önce
-
Resmi Google Buzz Tuşları14 yıl önce
-
BİR KANAYIŞIN HİKAYESİ15 yıl önce
-
Duruşlar (Dachi)15 yıl önce
-
TreeDBNotes Pro v3.37.00116 yıl önce
-
-
-
-
-
ARAMA YAPIN
İzleyiciler
Son Yorumlar
Popüler Konular
Ceplerden Rastgele
Kumbaram
-
►
2010
(17)
- ► Temmuz 2010 (1)
- ► Haziran 2010 (4)
- ► Mayıs 2010 (8)
- ► Nisan 2010 (1)
- ► Şubat 2010 (2)
-
▼
2009
(227)
- ► Aralık 2009 (3)
- ► Eylül 2009 (10)
- ► Ağustos 2009 (55)
-
▼
Temmuz 2009
(120)
- Seni Seviyorum
- Mülakat Soruları
- Liderlik için altın kurallar
- Meslek Rehberi: Yiyecek İçecek Hizmetleri
- Meslek Rehberi: Uçak Bakım Teknolojisi
- Meslek Rehberi: Tekstil Sektörü
- Meslek Rehberi: Temel Sağlık Hizmetleri
- Meslek Rehberi: Su ürünleri
- Zoraki gülümseme
- Evlenmeden olmaz
- Ömür ezanla namaz arası kadardır
- Meslek Rehberi: Sigortacılık
- Meslek Rehberi: Seyahat Acenteciliği
- Meslek Rehberi: Seramik Teknolojisi
- Meslek Rehberi: Seramik Sanatı
- Meslek Rehberi: Raylı Sistemler
- Fütüristik meslekler rehberi
- Dumansız Hava Sahası
- Meslek Rehberi: Plastik Teknolojisi
- Meslek Rehberi: Pazarlama
- Meslek Rehberi: Otomotiv Teknolojisi
- Meslek Rehberi: Otomasyon
- Meslek Rehberi: Organizasyon Hizmetleri
- Meslek Rehberi: Nakış
- Meslek Rehberi: Muhasebe Vergilendirme
- Meslek Rehberi: Mobilya ve Dekorasyon
- Meslek Rehberi: Metal Teknolojileri
- Meslek Rehberi: Medya Radyo-TV
- Meslek Rehberi: Matbaacılık
- Meslek Rehberi: Makine Teknolojileri
- Meslek Rehberi: Kuyumculuk Teknolojisi
- Meslek Rehberi: Kuaförlük ve Güzellik Hizmetleri
- Meslek Rehberi: Konaklama Hizmetleri
- Meslek Rehberi: Kimya ve İşleme
- Meslek Rehberi: Kağıt Üretim
- Meslek Rehberi: İnşaat Teknolojisi (mimari ve yapı)
- Meslek Rehberi: Grafik Tasarım
- Meslek Rehberi: Giyim Üretim Teknolojisi
- Meslek Rehberi: Gıda Teknolojisi
- Meslek Rehberi: Gemi Yapımı
- Meslek Rehberi: Gaz ve Tesisat Teknolojisi
- Meslek Rehberi: Gazetecilik ve Muhabirlik
- Meslek Rehberi: Fotoğrafcılık
- Meslek Rehberi: Enerji Soğutma ve İklimlendirme
- Meslek Rehberi: Elektrik Elektronik
- Meslek Rehberi: El Dokuma
- Meslek Rehberi: Eğlence Hizmetleri
- Meslek Rehberi: Döküm Teknolojisi
- Mikroskobik Resimler
- Hamilelikte beslenme ve pekmez tüketimi
- İşe dört elle sarılma zamanı!
- 21.Yüzyıl: Soruların Çağı
- Sizin markanız ne?
- Sıcak havalarda nasıl beslenmeli?
- Profesyonellik yolunda stres engeline takılmayın!
- Mülakat hastalığı ne demek?
- Krizi aşmanızda desteğiniz: Bilgi Teknolojileri
- Meslek Rehberi: Dericilik
- Meslek Rehberi: Denizcilik- Gemi Adamlığı
- Meslek Rehberi: Çocuk Gelişimi ve Eğitimi
- Meslek Rehberi: Camcılık
- Meslek Rehberi: Büro Yönetimi ve Sekreterlik
- Meslek Rehberi: Bilgisayar Kullanımı
- Meslek Rehberi: Bilgisayar Bilimi
- Meslek Rehberi: Bahçecilik
- Meslek Rehberi: Ayakkabıcılık Sektörü
- Meslek Rehberi: Araç Bakım ve Onarımı
- Sagopa Kajmer - Gölge Haramileri
- Kelebekler acı çeker mi?
- Korkmayın, konuşun!
- İş hayatı ve takım oyunu...
- Hamili kart referanslımdır!
- Farklı bir bakış açısı
- Doğru beslen, başın ağrımasın!
- Giysileriniz ne söylüyor?
- İkindi iştahıyla başa çıkmak mümkün
- İnternet işleri...
- Bilgi mi, ilişki yönetimi mi?
- Algı, perspektif ve geri bildirim...
- Aidiyet duygusu ve bilgi teknolojileri
- Bilgi görselleşiyor, iş dünyası hızlanıyor
- Toplantılardan nefret ediyorum!...
- İş hayatı bir satranç oyunu mu?
- Kumyangjang-ni Zaferi ( 25 - 27 Ocak 1951 )
- Pardus 2009 artık hazır
- Soner Arıca - Yüreğime Ektim Seni
- MahJongg Oyun
- ÖSS Sonrası Meslek Seçimi
- Düzenli seks hayatı
- Arama motoru Google ve Pagerank
- MUTLULUĞUN 7 SIRRI
- Windows Ping Komutları
- Kablosuz (Wireless) Ağınızı Koruyun
- Hoş Gelişler Ola Mustafa Kemal Paşa
- Diabet Nedir
- Muhabbet kuşları
- İndirim
- Hostes
- Zarar görmüş CD ve DVD'lerinizdeki verileri kurtarın
- İş görüşmelerinde sorulabilecek 100 soru
- ► Haziran 2009 (34)
Canlı Cep Trafiğim
Zirve100 Site ekle
0 yorum yapıldı