Nasıl başladı her şey hatırlıyor musun. İlk gördüğün
an onu. O gülüşünün yüzüne oturmaya başladığı
anları. Hiç ümit etmezdin değil mi. Nerden bilecektin
ki. Bitirmiştin her şeyi. Demirden beterdi ördüğün
hücre. ve hiçbir şey bundan daha çok üşüdüğünü
hissettirmemişti sana. Bambaşkaydı bakışın dünyaya.
İçindeki çocuk hayran ederdi dünyayı. Hiç
büyütmedin onu. Kuş gibi besledin. Ama büyütmedin.
Sakladın onu yüreciğinde. Bırakmadın onu, salmadın,
asla izin vermedin gitmesine.. Yalnızlığından korksan
da İyi ki vermedin küçüğüm. Gördün bak kim geldi.
dedin ki; iyi ki geldi. Oyunlar oynadılar ne güzel.
Büyümek istemediler değil mi. Hem büyüseler ne olacaktı ki. İzledik beraber onları. Bu
gülüş artık gülüş değildi. Gülüşler sarmıştı umutsuz yüzleri. Baktın gülüşün geldi. Baktı
gülüşü geldi… Bakıştılar günlerce. Ilık ılık akmaya başladılar oradan oraya,
buluştular her yerde. Sarıldılar... Günü olacaksın her nefesinde sen, gülüşün
damarlarında dolaşacak ılık ılık. her geçişinde varlığına şükredecek. sana dokunduğunda
ölmeyecek ama ölüm telaşı saracak senin mutluluğunu. göreceksin... göreceksin ki rüya
bitti gerçeklerin zamanı şimdi... sen gittiğine inanırken bilmedin ki o sana geldi. senindi
ömrüm... senindi... gidemezdi... hapsetti ılık duyguların onu. dokunamamıştın oysa ki.
hayalini zorluyordun, istiyordun onu, yaşıyordun.. sen sen değildin ya, o hiç ben
olamamıştı.. onun “ben”i yoktu “benim”di onunki. sahibindi senin. tıpkı sana ait olduğu
gibi... pamuk ellerin dokunduğunda ona parmak uçlarında hissedeceğin zaman,
anlayacaktın onu. ayakların yerden kesildiğin andı tadacağın, gözleriyle bunu
söylediği an. tam da o an dalgalanacak düşlerinde ve diyeceksin ki dünyaya ömrüm;
dedim ki… dedi ki… ♥
6 yorum yapıldı