Zeytin ve Zeytinyağı Tarihçesi

Gönderen Pelikan®


Yabani zeytin ağacının (Oleaster) ilk kez nerede ortaya çıktı “Delice” isimli bu vahşi ama cömert ağacın ilk kez dünyanın hangi bölgesinde ehlileştirildiğine ilişkin uluslar arası bilim dünyasında farklı görüşler var olmakla birlikte hala kesin bir görüş yoktur. Ünlü botanikçi Pelletier’ye göre yabani zeytin ağacının anayurdu, çok sayıdaki delicelerin sık ormanlar oluşturduğu Anadolu’dur. De Candelle ise, zeytinin kaynağının Küçük Asya olduğu, Suriye’den Yunanistan’a Anadolu tarikiyle yayıldığı görüşündedir. Kimine göre zeytinin anayurdu Girit adası, kimine göre Güney Kafkasya, İran; belki de Kuzey Afrika’da Atlas Dağları, belki de Aşağı Mısır, Sudan hatta Etiyopya’dır.

Zeytinin kökenleri konusunda öne sürülen varsayımlar arasında en güçlüsü zeytini ilk ehlileştirenlerin Persler, Mezopotamyalılar, Suriyeliler ve Filistinliler olduğu yönündedir. Yakın Doğu’da zeytin yetiştirildiğine ilişkin en eski kalıntıların İsrail ve Ürdün’de Kalkolitik Döneme (M.Ö. 3700- 3200) kadar gitmesi bu tezi güçlendirmektedir.

Zeytin ağacı tarım ve ticaret alanlarında yatkınlık ve beceri sahibi bu medeniyetler tarafından aşılanır. Zeytin ağacının yetiştirilip daha verimli bir hale gelmesi sağlanarak bir kültür bitkisi haline getirilir ve Akdeniz kıyı şeridi boyunca yaygınlaştırılır. Zeytinin bir kültür bitkisi haline gelmesi M.Ö.4000’lerde gerçekleşir. Bundan 1500- 2000 yıl sonra da meyvesi sıkılarak yağ elde edilir. Akdeniz’de bulunan zeytin çekirdeği kalıntılarının yanı sıra Tunç devrine ait yağ presleri, kaplar, vazo ve freskler zeytin ve zeytinyağının tarihsel gelişimine ışık tutar.

Zeytinin okyanusları aşarak Kuzey ve Güney Amerika’da da yetiştirilmeye başlanması 16.yüzyılda, Avrupa’dan gelen İspanyol misyonerler aracılığıyla gerçekleştirilir. İspanyollar tarafından götürülen zeytin fideleri önce Batı Hint adalarına sonra da Amerika kıtasına ekilir. 1560’larda Meksika ve Peru’ya; 19.yüzyılın ikinci yarısında İtalyan göçmenler sayesinde, Kaliforniya, Şili ve Arjantin’den Avutralya ve Güney Afrika’ya kadar geniş bir coğrafyaya yayılır.

Antik dönemde Anadolu
İzmir Urla’da Ankara Üniversitesi’nden Hayati Erkanal yönetiminde yapılan Limantepe Höyüğü kazılarında, M.Ö. 3000-2000 tarihinden kalma; zeytin tanelerini ezmek için kullanılan küçük el havanları, öğütme taşları, zeytinyağını karasudan ayrıştırmaya yarayan toprak kapların yanı sıra daha sonraki dönemlere ait zeytinyağı depoları gün ışığına çıkarılmıştır. Ayrıca, Antalya’da Kaş açıklarında; Uluburun’da deniz arkeologları tarafından ortaya çıkarılan ve Geç Tunç çağına ait olduğu düşünülen batık teknede nar, incir ve bademle birlikte zeytin de bulunmuştur (M.Ö. 1300).
Klazomenai:
Hititler’den yüzyıllar sonrasına gidelim, yine Ege’de ve Urla’dayız: bu kez İyonluların M.Ö. X. Yüzyılda kurdukları antik Klazomenai kentinin yıkıntıları arasında, büyük olasılıkla M.Ö. VI. yüzyılda kullanılan blok kayalara oyulmuş üç gözlü yağ ayrıştırma düzeneğiyle çalışan ve işleme kapasitesi nedeniyle ihracata yönelik önemli bir zeytinyağı işliği ile karşılaşıyoruz. Urla’ya komşu Çeşme yakınlarındaki Erythrai, şimdiki adıyla Ildır da, İyon Federasyonu’nun bir üyesi ve dönemin önemli bir zeytinyağı üretim ve ihraç merkeziydi. Anadolu’dan gelen zeytinyağı, şarap ve badem buradan küçük gemilerle Ege’nin öteki kıyılarına dağılırdı. Klazomenai günümüz Didim kasabası yakınlarındaki antik Miletos kentine de çok yakındır, hani şu ünlü bilgin Thales’in kentine. Matematikçi ve filozof Thales’in meteorolojik verileri değerlendirilerek, zeytin ürününün çok bol olacağını kestirdiği yıl, aylar öncesinden Miletos ve Sakız Adası’nda bir çok yağhaneyi önceden kiralayarak, gerçekten çok verimli geçen hasadın ardından iyice zenginleştiği de VI. yüzyıldan beri anlatılır. Thales böylelikle bilgin-tüccarların da var olabileceğini kanıtlıyordu.

ZEYTİN VE SAĞLIK

Zeytin, besin değeri çok yüksek bir yiyecektir. Aslında bir meyvadır ve cinsine göre şekli, rengi değişir. Koyu kahverengi, siyah, kül rengi, koyu yeşil ya da koyu mor olabilir. Aynı zamanda yumurta şeklinde ya da yuvarlak da olabilir.

Zeytin ağacı sadece hafif eşya yapımında kullanılır. Bir sene ürün veren dal ikinci sene tekrar ürün vermez yani iki sene üst üste ürün vermediğini söyleyebiliriz. Unutulmaması gereken en önemli özelliklerden biri, zeytinin çekirdeği ne kadar küçük olursa cinsinin o kadar kaliteli ve üstün olduğudur.
100 gram zeytin 170 kcal kazandırır bizlere. Ayrıca zeytinin bir adedi 0,76 protein,  yağ, % 8.5 karbonhidrat içerir

Türleri

Yeşil Zeytin: Sonbahar aylarında yeşil taneler renk atmaya başladığında toplanırlar. Temizlenip boylarına göre ayrıldıktan sonra büyük havuzlarda acılığı gitsin diye sudkostik eriyiği ile yıkanır. Ardından havuzdaki zeytinler temiz su ile 3-4 defa yıkanır ve fıçılara doldurularak üzerlerine dökülen tuzlu salamura suyu ile 2-2,5 ay bekletilirler.

Siyah Zeytin: Dünyada en çok Türkiye ve Yunanistan’dan çıkar. İki türlü hazırlanır. Suda salamura ve kuru salamura. Zeytinler kalın tuz ile birlikte bir fıçıya dizilir ve üzerlerine su koyularak kapağı kapatılır. 30 gün kadar bekletilir. Bu Suda Salamuradır. Kuru Salamura ise, zeytinlerin kalın tuzla beraber küfelere dizilerek 15 gün bekletilmesi ile yapılır.


Püf Nokta

* Zeytinlerin fazla tuzunu almak istiyorsanız, zeytinlerin bulunduğu kaba ılık su doldurun. İçine bir adet soyulmuş patates koyun 3 saat kadar bekletin, fazla tüm tuzlar patatese geçecektir.
* Doktor tavsiyesi ile tuzsuz zeytin yemesi gerekenler eğer tuzsuz zeytin bulamıyorlarsa yapmaları gereken, zeytinleri çizip 1-2 saat kaynatmaktır. Bir sefer de tüm tuzdan arınmayabilir o zaman kaynatma işlemini tekrarlamak gerekir.


Sağlık

Zeytinden elde edilen zeytinyağının içeriğinde olein, E vitamini, hidrokarbonlar, linolik, palmitrik ve steraik asitler bulunmaktadır. Zeytin bol kalori içermesinin yanında tüm bu faydaları sadece yağında değil kendi bünyesinde de bulundurmaktadır. Ev ilaçlarında zeytin tanesi, kabukları, yaprakları ve yağı kullanılır. Zeytin taneleri oldukça besleyicidir. Yaprak ve kabukları şekeri ve yüksek tansiyonu düşürür, bağırsaktaki solucanları düşürür. Yağı ise sarılıkta çok faydalıdır, karaciğeri çalıştırır, safrayı arttırır, karaciğer ağrılarını keser. Unutulmamalıdır ki yağlar mide de değil bağırsaklarda sindirilmektedir.

Ayrıca zeytinyağı kolesterolün damar tıkanıklığına yol açan LDL bileşenini azaltırken iyi kolesterol dediğimiz HDL’yi ise hiç etkilemez. İçinde %80 oranında bulunan oleik asit, meme veren kadınlarda bebeğin sinir dokularının gelişiminin sağlanması açısından çok faydalıdır. Kızartmalarda kullanılabilecek en sağlıklı yağdır zeytinyağı.

Zeytin gastrid ve ülserlere karşı koruyucu bir rol oynar ayrıca kabızlığa iyi gelir. Zeytin ve zeytinyağının içerdiği E vitamini dokuların yaşlanmasını önler ve yaşlanmanın beyin fonksiyonları üzerindeki kötü etkilerini azaltır.


Bu yazı Cumartesi, Ağustos 01, 2009 tarihinde eklendi ve , , kategorisinde arşivlendi. Siz de yorumunuzu ekleyebilirsiniz ve isterseniz sonraki yanıtlara abone olabilirsiniz; Kaydol: Kayıt Yorumları (Atom) .

0 yorum yapıldı

..

takipteyim...

My BlogCatalog BlogRank View blog authority Add to Technorati Favorites Bu blog BloggerV.com üyesidir.